29.06.2008

Blog Güncellemesi: 29.06.08


Bu Girdinin Muhteviyatı



Haleti Ruhiye
(Yukarı Çık)
Durum: Bitkin
Ne dinliyorum: Black Lagoon OST
Ne okuyorum: The Forge makaleleri
Ne izliyorum: Last Exile
Ne oynuyorum: Battle for Wesnoth
Ne yiyorum: Şu an hiçbir şey
Ne içiyorum: Çay


Giriş
(Yukarı Çık)
Yine uzun bir aradan(11 gün) sonra yine bir aradayız. Evet, bu gönderileri daha sık hale getirmeyi başaracağım ama sanıyorum henüz değil. Ama olacak. Şehir dışında olduğum için bir süre blog girdisi olmayacağını zaten bir önceki girdide söylemiştim. Her ne kadar dönüşümün üzerinden zaman geçmiş olsa da, yazacak pek bir şeyim olmamasından dolayı, girdi bugüne kadar ertelendi.
Ama işte şimdi burada, hazır olun, başlıyoruz...

Project Violet
(Yukarı Çık)
Önce SANCAK'la alakasız konulardan konuşalım. Sonra hızla alakalı hadiselere geçeceğiz. Yine bir önceki blog girdisinde bahsettiğim Project Violet tam gaz devam ediyor. Evet, hala tüm notları özenle mor kalemle alıyorum. Yine epey not birikmeye başladı. Ama bu sorun değil, onlarla yaşamaya alıştım... Sanırım...
Oldukça "değişik" bir şey olacağa benziyor. Nereye yönleneceği, nasıl bir şey olacağını zaman içinde göreceğiz.

Kendini Kopyalayabilen Robot
(Yukarı Çık)
Pekala, bu konunun da SANCAK'la hiç alakası yok ama yine de paylaşmadan duramazdım. Şimdi, şu sayfaya bir bakın. Ne görüyorsunuz? Evet...
Tamam, teknolojik gelişme güzel bir şey, işimizi kolaylaştırıyor, güzel oluyor, şu bu. Ama kendi kendini kopyalayabilen bir robot üretmenin manası ne? Hayır bir yandan Yapay Zeka araştırmaları yapıyor olmasak neyse. Ya da ne bileyim, Tekillik teorisi diye bir şey var olmasa, yine neyse. Bu "makinelerin yükselişi" denen şeyden korkan bir tek ben mi varım?..

Aşikârı Belirtmek
(Yukarı Çık)
Erol'un bir önceki blog girdisine yaptığı yorum üzerine bir şey söylemek istiyorum. İlgili yorumda, bence çok mantıklı ve benim hiç aklıma gelmemiş bir fikir öne sürmüştü(kendi ifadesiyle: "soğuk/sıcak hava koşulları ordunun savaşmasına doğrudan değil de dolaylı bir etkiye sahip olduğundan, mesafe kat ederken daha fazla yorulması"). Ve bunun hemen ardından da aklına pek de bir fikir gelmediğini söylemiş. Bence bu süper bir fikir ki dediğim gibi aklımın ucundan bile geçmemişti.
Buradan derhal şuna geçeceğim: Yorumlarda sizin için aşikâr olan şeyleri söylerseniz, "ya adam bunu nasıl olsa düşünmüştür hocam" diye düşünmezseniz gerçekten muhteşem olur. Çünkü neticede o sizin için apaçık olan şey, ben apayrı yerlere yoğunlaşmış olduğumdan benim gözümden kaçıyor. Beyin fırtınasının en önemli kuralı: aklınıza geleni söyleyin...

Binekler
(Yukarı Çık)
Melih biraderim, bir önceki blog girdisine yaptığı yorumda bineklerin her birinin ayrı ayrı yaratılmasının işi çok yavaşlatacağıyla alakalı bir kaygısı olduğunu söylüyordu. Kısmen haklı ama konuyu biraz açıklığa kavuşturmak adına:
Mevcut sistemde zaten bütün birimler ayrı ayrı yaratıldığından, bineklerin de ayrıca yaratılması çok sorun teşkil edecekmiş gibi gelmiyor bana. Bir de tabii, bir kez bir bineği üretince, sınırsız kere kopyalamak sorun değil, neticede her şeyi belli.
Ayrıca "hazır binekler" gibi bir şey içerecek kural kitabı. Yani at, midilli, fil, kurt gibi sıradan(!) ve standart(!) binekler hazır olarak olacak ve şablondan olduğu gibi kopyalanıp kullanılabilecek.
Ordu yaratımı yavaşlayabilir mi? Muhakkak yavaşlayabilir. Ama çok yavaşlayacağını da sanmıyorum bir yandan.

Gelişmeler
(Yukarı Çık)
Daha evvelden bahsettiğim üzere zaman ve hava durumuyla ilgili kuralları yazmayı düşünüyordum. Kendi fikirlerim ve sizin yorumlarınız doğrultusunda bu kuralları yazmayı tamamladım. Bir miktar düzenleme gerektireceği muhakkak. Ama şu an itibariyle hoş görünüyor. Bir de bu kurallarla birlikte tüm hazır senaryolarda bir "zaman ve hava durumu kartı" verme fikrine sahip oldum. Tüm ilgili kural ve durumların yer aldığı, haritanın hemen yanına yerleştirilecek ve dolayısıyla sürekli göz önünde bulunacak bir kart olacak bu. Bir de tabii oyun da tüm seçenekler için bu tarz jenerik kartlar içermeli. Hoş olacak diye umuyorum. En azından hayal edince hoş.
Bu arada, bir önceki girdide bahsettiğim yeni "durum"u oyuna ekledim. Hoş oldu. Daha bir taktiksel detay kattı oyuna. Bu konuyla alakalı olarak bir de "durum fişleri"(token) hazırlamam gerek bol bol.

Tarz Kılavuzu
(Yukarı Çık)
Bu fikir aklıma yeni geldi. Ne yazık ki sorunlu bir insan olduğumdan ve de yine ne yazık ki insanların SANCAK için ek kaynaklar üreteceğine umutsuzca inandığımdan dolayı bu projeyi gerçekleştirme kararı aldım.
Nedir bu "Tarz Kılavuzu"? Derhal açıklayayım efendim: SANCAK'a ek kaynak, senaryo, ek kural ve benzeri şeyler üretmek insanlar için, adı üstünde, bir tarz kılavuzu olacak. Yani çeşitli kaynakların neleri içermesi gerektiğinden tutun da bu içeriklerin nasıl ifade edilmesi gerektiğine kadar bir kılavuz metni. Bu ne işe yarayacak? Birileri bir ek kaynak hazırladığında bu işin daha tam ve diğer ürünlerle daha uyumlu görünmesini sağlayacak. Bir de tabii insanların kafasındaki "yapmak istiyorum ama içinde ne olmalı" sorusunu yanıtlamalarını sağlamak gibi bir misyonu var.
Bunu henüz tam olarak nasıl gerçekleştireceğimi bilmiyorum ama sağda soldaki çeşitli tarz kılavuzlarından feyz alacağım sanırım. Her ne kadar feyz alınacak bir şeyler içermiyor olsalar da umudum var.

Son Sözler
(Yukarı Çık)
Geldik bir blog girdisinin daha sonuna. Yorumlarınıza tek tek yanıt veremedim zira yatacağım. Bir sonraki güncellemeyi bir önceki ve bu girdiye gelen yorumlara ayıracağım.
Şu "blog güncellemesi" ismine bir şey hala bulunamadı, artık umutsuzluğa mı kapılmalıyım, bilemiyorum. Didem?..
Şu an aklımda başka bir şey yok sanıyorum. Bir sonraki görüşmemize kadar kendinize iyi bakın ve bize ayarlı kalın.



Dipnotlar
Dipnot yok...

18.06.2008

Blog güncellemesi: 18.06.08


Bu Girdinin Muhteviyatı



Haleti Ruhiye
(Yukarı Çık)
Durum: Mahcup
Ne dinliyorum: Abney Park
Ne okuyorum: Medya Abideleri
Ne izliyorum: Hiçbir şey
Ne oynuyorum: Styrateg
Ne yiyorum: Makarna
Ne içiyorum: Çay


11 Günlük Ara
(Yukarı Çık)
Ben yine günlerdir bir blog girdisi yapmadığımı fark ettim. Boşuna dememiş kefereler tempus fugit1 diye. Bu geçtiğimiz günlerde finallere çalışmalarım bittikten sonra, son bir haftada neler yaptığımı bu postun geri kalanında konuşacağız.
Bir de, bundan sonra da yaklaşık bir hafta boyunca bir blog girdisi olmayacağını peşinen söylemek isterim. Ankara'da olmamam sebepli olarak internet erişimim kısıtlı olacak ve blog yazmaya zamanım olabileceğini pek sanmıyorum.
İçindekiler'in formatını değiştirdim. Böyle mi daha iyi olmuş, yoksa bir önceki halini mi tercih ederdiniz? Bu konuyla ilgili bir şeyler söylemek isteyen varsa, dinlemeye hazırım.
Bir de gördüğünüz üzere yukarıda dA'dan çalınmış bir "haleti ruhiye"(mood) kısmı koydum. Deviant Art'da günlük yazan bir insan değilim ama bu özelliğini beğeniyordum. Yazılanlara daha bir "kişilik" katıyor çünkü, o satırları yazanın da bir insan olduğunu hatırlatmada ciddi bir rol oynuyor bence. Bu yüzden bundan sonraki girdilerde de görmeyi bekleyin. Çok ters bir tavır almazsam devam ettirmeyi düşünüyorum zira.
Her neyse. Hazır olun, başlıyoruz...

Firefox 3
(Yukarı Çık)
Bu konunun SANCAK'la hiçbir alakası yok ama bahsetmeden geçemeyeceğim. Bugün itibariyle özgür kodlu internet tarayıcısı FireFox 3 piyasaya sürüldü. Sürümünüzü güncelleyin, Firefox 3'ü buradan indirin. Özgür açık kaynak koda tam destek...

Project Violet
(Yukarı Çık)
Bu konunun da SANCAK'la doğrudan bir bağlantısı yok ama bundan da bahsedeceğim. Çünkü SANCAK'ı dolaylı olarak muhakkak etkileyecek. Dün itibariyle yeni bir oyun tasarlamaya başladım. Bu defa bir rol yapma oyunu. İki kişi hakkında bir şeyler biliyor. Konsept süper görünüyor. Bakalım mekaniğinde zar olmayan bir oyun hakkında neler düşüneceksiniz. Tabii tamamlanması çok kısa bir sürede olmayacak Project Violet2'in. Ama SANCAK kadar uzun sürmeyeceği kesin. Çünkü o kadar ciddiye almıyorum. Bir de oyunun adı "Project Violet" değil. O projenin ismi. Oyun ortaya çıktığında çok başka bir isme sahip olacak. Bu isimle anıyor olmamın tek sebebi, kendisiyle ilgili aldığım notların tamamının mor kalemle yazılması. Hoş bir denk gelme durumu bence... Onunla alakalı bir gelişme olunca yine buradan arsızca duyurular yapacağım, haberiniz olsun.

Wiki
(Yukarı Çık)
Wiki, blog'un demirbaşı haline geldi. Artık neredeyse bütün blog girdilerinde geçiyor. Daha ortaya çıkmadan meşhur oldu. Herneyse. Geçtiğimiz günlerde Wiki, iyice yüzüne bakılır hale geldi. Büyük ihtimalle iki-üç günlük bir uğraş sonucu artık tamamen kullanıcılar tarafından katılım yapılabilir hale gelebilir. Yalnız bu arada şunu fark ettim ki, bir Wiki oluşturmak inanılmaz zahmetli ve çok fazla zaman yiyen bir işmiş. Eğer bu tarz bir şey yapmaya karar verirseniz, aklınızda bulunsun, çok zaman harcayacaksınız.
Tabii Wiki'yle alakalı bir diğer gelişme de, her ne kadar hazır olursa olsun, SANCAK çıkmadan hiçbir işe yaramayacak olması. Yani Wiki'yi üç gün sonra açsam hiçbir işe yaramayacak çünkü SANCAK ortada olmayacak. Dolayısıyla bu tarz bir komüniteye sahip olmanın manası olmayacak. Bu da demek oluyor ki, Wiki, SANCAK yayınlanana kadar ortaya çıkmayacak. Ama bence kesinlikle çıktığında bakmaya, girmeye değer bir yer olacak. Çünkü SANCAK ana kitaplarında bulunamayacak pek çok ek kaynak bulunabilecek orada. Daha şimdiden çeşitli fikirlerim mevcut.

Gelişmeler
(Yukarı Çık)
"Pekala, yeni bir oyun fikri, yakın bir gelecekte dahi göremeyeceğimiz bir wiki ve kim bilir başka saçma salak işlerle uğraşmak dışında ne yaptın? SANCAK için neler yaptın bu zaman içinde?" diye soran arkadaşların cevapları buradan başlıyor.
Süvari yaratım kurallarının değişeceğini size daha önceden söylemiştim. Bununla ilgili olarak ilk değişikliği yaptım ve artık binek hayvanı ile binicisi ayrı yaratılıyor. Fakat bu sistemle alakalı pek çok değişiklik gerektiren bir şeymiş, aniden onu fark ettim. O kadar fazla yerin düzenlenmesi gerekiyor ki yeni sisteme uyması için. Bir kısmını düzenledim fakat hala değiştirilmesi gereken yerler mevcut. Bir de yeni bir alt başlık eklenecek. Bu da yaratılması gereken yeni içerik demek. Ama güzel ve dinamik bir sistem olacak. Biniciler hayvanlarından indirilebilecek ve hala hayvanlarının tepesinde olmasalar dahi savaşmaya devam edebilecekler. Bir de tabii bineklerin hiçbiri aynı olmak zorunda olmayacak. Eskisinden çok daha esnek bir süvari sistemi bekliyor bizi. Bu da daha eğlenceli savaşlar yapılabilecek demek bence.
Bu yeni kurallarla birlikte yeni yeni avantajlar da ortaya çıkıyor doğal olarak. Kural kitabının içeriği her geçen gün büyüyor, ne yapacağız hiç bilmiyorum. Öğrenilmesi kolay olacak sanıyorum. Fakat yine de anlaşılması çok kolay olmayabilir oyunun. Mümkün olduğu raddede kolay olmasını istiyorum elbette. Fakat bunu sağlayabileceğimden çok emin değilim.
Bir de oyuna yeni bir "durum" geliyor gibi görünüyor. Çeşitli saldırılarla sağlanabilen ve bu duruma yakalanana bir takım cezalar veren cinsten. Böyle pek çok durum var elbette fakat bununla yeni bir durum oluşuyor ve oyunun gerçekçiliği artıyor. Tabii yapabilip yapamayacağımı göreceğiz. Bir şey de kesin olsa, şaşardım zaten...
Gizli Projelerle ilgili de bir takım gelişmeler oldu ama bunları gizli tutacağım. Çünkü içeriğinden bahsedersem şıp diye anlama ihtimaliniz var. Yavaş yavaş öğreneceksiniz, aceleci olmayınız lütfen.

Anketler
(Yukarı Çık)
Buraya girip çıkan fakat hala anketleri doldurmayanlar var mı, bilemiyorum. Ama gözünüzden kaçmış olabilir diye hatırlatmak istedim. Sağdaki panelde, "Mevcut Anketler" başlığının altındaki iki anketi, zaman harcayıp, doldurursanız çok memnun olurum. Dikkat edin, anketlerden biri iki sayfalık. En altta "sonraki sayfa" yazan yere tıklayarak, bir sonraki sayfayı da doldurmayı unutmayın lütfen.
Bu arada, yeni bir anket düzenleyecektim sanıyorum ama konusunu unuttum. Hatırladığım an yeni bir anket daha geliyor demektir...

Yorumlar
(Yukarı Çık)
Geldik bir standart bölüme daha. Bir önceki blog girdisine yapılan yorumlar ve benim bu yorumlara cevaplarım. Buyrunuz...

Erol dedi ki...
hava durumunda birimlerin farklı şekillerde etkilenmesi şeysinde Berker sanırsam okçuların yağmur yağarken menzillerinin düşmesi durumuyla karşılaşabilirler gibi bir düşünceyle yazdı. Derinlemesine düşününce diğer bir şey de metal kabzalı silah kullanan canların silahlarına daha sıkı yapışması gerektiği olabilir ama bu fazla detay bir şey olur. Variant olarak bir köşede durabilir tabi.

Diğer bir aklıma gelen şey de formasyonların bu dar ve geniş ana başlıklarının altında bir kaç satırlık açıklamalarla kullanılması. Yani bir formasyon genişin alt kategorisidir ve artıları ile eksileri yazılır gibisinden.

Menzilli saldırıya sahip birimlerin menzilli saldırılarıyla alakalı o kadar fazla fikrim var ki... Hepsini uygulayabileceğimden dahi emin değilim. Bakacağız. Belki bir kısmı varyant olarak yer alacak.
Metal silah ve zırha sahip bilimum birimin çok sıcak *VE* çok soğuk havalardan çok etkilenmesi mümkün. Fakat bunu neye göre ayarlayabileceğim de apayrı bir sorun. Fikirlere açığım. Hatta bunu siz yapmak isterseniz, destek de olurum.
Formasyonla alakalı fikrini tuttum. Hatta notlarıma da ekledim. Formasyonların olmasına kesin olarak karar verirsem, senin dediğin gibi olacak büyük ihtimalle. Tabii çok daha iyi bir fikir gelmezse aklıma. Ama sanmıyorum.

Berker dedi ki...
Evet evet menzil de dahil bahsettiğim şeye..yani hava durumunun getirebileceği temel artı ve eksiler.. ben biraz daha komplike düşündüğüm için karışabiliyor tabi :)
Ek olarak sınıf yok biliyorum da işte mesela daha zırhlı (armor point yani) askerlerin sıcak havada eski puan alması gibi düşünmüştüm ben..umarım kendimi açıklayabilmişimdir.

Tamam hava durumunun getirebileceği temel artı ve eksilerle bi sorunumuz yok. Ama birimlere farklı cezalar kısmını hala nasıl çözebileceğimizden emin değilim.
Zırhlara belki özel bir takım değerler eklenebilir. Bu makul. Örneğin hareketi engelleme, hızı düşürme ve uç sıcaklık derecelerinde sorun çıkarma gibi. Bu konuyla alakalı da bir miktar düşünmek gerek. Hoş olabilir öte yandan işleri zorlaştırabilir. Yine bakmak lazım. Playtestlerde görüşürüz.

Didem dedi ki...
Ben biraz daha basit br yorumda bulunacağım. Güncelleme başlığı pek bir soğuk geldi bana. Organizasyon açısından alt başlıklar ve bu başlıklara hooop diye atlamamız hoş bir hadise. Ne var ki Güncelleme: 32.45.3001 tadında rakamsal hadiseler bende mekanik bir his uyandırıyor nasıl desem soğuk resmi robot gibi.Diğer okuyucular bu konuda benim kadar hassas mıdır, o da ayrı mevzu tabi...

Bu yöntem benim de çok hoşuma gitmiyor ama eskisine göre daha çok tercih edebileceğim bir yöntem. O eskinin "şunlar, bunlar, ötekiler ve berikiler" başlık tarzı çok karmaşık, fazla uzun ve gereksiz geliyordu bana. Böyle daha derli toplu gibi. Tabii önerilere açığım.
Gerçekten, bu konuyla alakalı bir fikir üretebilirseniz, çok memnun olurum. Aklıma yatan bir fikir verirseniz derhal onu kullanmaya başlayabilirim bence. Bu sebeple, bu konuyla alakalı fikirlerinizi bekliyorum arkadaşlar.

Son Sözler
(Yukarı Çık)
Evet, bu girdinin içeriği de bu kadarmış. Yine uzunca sayılabilecek bir blog girdisinin sonuna geldiniz. Eğer buraya kadar okuduysanız, teşekkür ederim. Lütfen gelmişken yazdıklarımla ilgili fikirlerinizi yorumlardan bana iletmekten çekinmeyin. Eleştiri ve önerilere her zaman açık bir blog olacak burası. Bu, en temel taşlarımızdan biri.
Gördüğünüz üzere bir de aşağıda dipnotlar var. Böyle de bir güzellik yaptım. Temelde yazdığım yabancı kelime ve terimlerin Türkçelerini sağlamak için kullanacağım bu yöntemi sanıyorum. Belki bazen bir konuyu geçtiği paragraf dışında geliştirmek istersem de kullanabilirim. Olasılıklar sınırsız neticede. Bir de dipnotların yanındaki "geri dön" yazısı, dipnotun verildiği satıra geri dönmenizi sağlıyor. Umursamazca kullanabilirsiniz.
Son olarak, pek çok bağlantı içeriyor bu girdi gördüğünüz üzere. Herhangi bir şekilde yanlışlık olmuş olabilir. Ben kontrol ediyorum fakat bazen gönderme esnasında blogger kodları çok hafifçe bozabiliyor. Eğer kırık bağlantı bulursanız lütfen bana e.posta adresim aracılığıyla haber verin. Çok memnun olurum.
Kendinize iyi bakın ve yeni girdiler için bize ayarlı kalın.


Dipnotlar
1- Tempus fugit: lat. "Zaman (kuş gibi) uçar" (geri dön)
2- Project Violet: ing. Proje Menekşe Moru (geri dön)

7.06.2008

Blog Güncellemesi: 07.06.08

Bu girdinin içeriği:
Girdi noksanlığı, Bu girdinin ismi neden böyle, Wiki, Gizli Projeler, Yeni bir şeyler, Okunacaklar, Yorumlar


Girdi noksanlığı
(Yukarı Çık)
Fark ettiğiniz üzere geçtiğimiz iki hafta boyunca bir girdi olamadı. Bunun sebebi final dönemimin başlamış olması ve blogla ilgilenmek için pek zaman ayıramamam. Finallere çalışmaya başlayınca "bir süre yokum" diye mesaj atmayı unuttum. Sonra da (ki bu "sonra" da bundan üç gün önceyi ifade ediyor) "bari doğru düzgün bir şeyler yazabilecek zamanım olduğunda yazayım, en azından bu kadar zamandan sonra boş bir girdi yapmamış olurum" diye düşündüm.

Bu girdinin ismi neden böyle
(Yukarı Çık)
Geçtiğimiz haftalarda yaptığım bir grup girdide o girdinin genel olarak neleri içerdiğini başlıkta göstermek için, içeriğine yönelik bir şeyler yazıyordum. Fakat fark ettiğiniz üzere, bu en sonunda epey şişkin başlıklara sebep oldu. Bunun yerine, bundan sonra bu tarz "genel" girdilerde "blog güncellemesi" başlığını tarihle birlikte kullanacağım. Girdinin en üstünde de bir nevi içindekiler olacak "bu girdinin içeriği" başlığı altında. Fark etmediyseniz, söyleyeyim, o içindekilerin her biri tıklanılabilir şeyler ve sizi ilgili kısma atıyor. Bir de bu "girdi" kelimesine takıldım. Entry ya da post demek istemiyorum. Fakat girdi de çok zorlama geliyor. Bir fikri olan?..

Wiki
(Yukarı Çık)
Wiki tam gaz gidiyor. Oldukça eline yüzüne bakılır bir hale geldi. Fakat şu anda bir kaç anahtar dökümanı tamamlamam gerektiğini düşünüyorum. Sonra wiki hazır olacak. Fakat SANCAK tamamlanıp, piyasaya çıkmadan wikinin pek bir mantığı varmış gibi gelmiyor bana. Sonra wiki varyant kurallar, seferler ve benzeri şeyler için bilgi vermek amacıyla kullanılabilecek. Umarım kullanılacak da. Boşa uğraşmazsam memnun olurum.

Gizli Projeler
(Yukarı Çık)
Daha önce ara ara gizli işler çevirdiğimden bahsetmiştim size sanıyorum. Bu gizli işlerden biriyle bir süredir ilgilenemiyorum zira boş zamanımı şu aralar wikiye gömmeye daha yatkınım. Fakat bir diğeri için bence önemli bir aşama kaydedildi. Aşama kaydedilmek belki yanlış bir tanımlama. Daha ziyade "engel" olarak gördüğüm bir şey aşıldı. Çok emin değilim ama bu ikinci andığım gizli projeyi SANCAK ortaya tamamen çıkmadan da görme ihtimaliniz var.

Yeni bir şeyler
(Yukarı Çık)
Gün geçmiyor ki yeni bir şey çıkmasın. Gün geçmiyor ki SANCAK'a "aaa, bunu da eklemeliyim ben aslında ya" dediğim bir şey gelmesin aklıma. Abartılı oldu tabii biraz ama sürekli yeni bir şeyler çıkıyor evet. Bu kötü bir şey değil bence ama öte yandan çok emin de olamıyorum...
Neyse bu seferki yenilikler şöyle:
  • Ölçüt: Bunun oyuna yansıması pek söz konusu değil. Yine aynı göstergeçleri kullanıyor olacaksınız, sistem aynı olacak filan. Ama bir göstergecin kaç kişiyi işaret ettiği, bir karenin kaç metreye kaç metre olduğu, bir turun ne kadar zaman anlamına geldiği ölçütler tarafından belirleniyor. Şu an Komutan'da olmasını düşündüğüm üç ölçüt var. Bu artabilir. Bu özellik temelde seferler ve savaşların büyüklüğüyle ilgili fikir sahibi olmanızı sağlamak için. Bir şey değişiyor mu? Hayır. Belki ancak bazı mantık hatalarını ortadan kaldırıyor. Tabii yenilerini de beraberinde getiriyor.
  • Formasyon: Bu önemli. Zira oyunda daha önce askerlerinizin nasıl dizildiğiyle ilgili bir şey yoktu. Şu anda da çok detaylı şekilde yok. Yalnızca iki formasyon var zaten: Sıkı ve Geniş. Bunu artırmayı düşündüm fakat işler oldukça karışabilir diye düşünüyorum. Hatta neticede bu özelliğin olup olmayacağını bilmiyorum da. Belki asıl kurallarda yer almaz ama varyant kurallarından biri olarak koyulabilir.


Okunacaklar
(Yukarı Çık)
İnanılmaz yoğun bir okuma listem var. Gerçekten. Geçtiğimiz günlerde aldığım "oyun sistemi tasarımı" ve "savaş oyunları" üzerine çeşitli makalelerin sayfa sayısı 200'ü geçiyor. Final dönemi olduğundan kendileriyle henüz ilgilenmeye fırsat bulamadım.
Ayrıca yine yakın zamanda aldığım, incelenmesi gerektiğini düşündüğüm 4 savaş oyunu sisteminin çıktısıyla birlikte dökümanlar, savaş oyunları kitapçıklarımı tutan klasöre sığmaz oldu. Bu yüzden onları yeni ve daha geniş bir klasöre taşıyıp, eski klasöre de sistem tasarım makalelerini doldurdum. İki koca klasör dolusu ıvır zıvır. Sadece bu oyuna gömdüğüm ve daha da gömeceğim zamanın boşa gitmemiş olmasını diliyorum.

Başka başka?.. Sanıyorum şimdilik bu kadar. Bu yüzden bir önceki yazılara gönderdiğiniz yorumlara geçebiliriz:

Yorumlar
(Yukarı Çık)
Erol dedi ki...
Logo hoş olmuş, beyaz kısımları da transparent gif şekline çevrilirse çok çok daha iyi olacağı fikrindeyim ben.

Gündüz/Gece ile ilgili olarak, gece durumunda diğer durumlarla kümülatif olarak hız yavaşlaması geliyor aklıma. Görüş mesafesinden bahsetmiyorum bile. Ayrıca metaneti düşük birimler için gece zor olabilir gibi de geldi bana.

Zamanla ilgili olarak, orduların yorulması, üst üste saldırı yedikçe binen bir zihinsel yük gibi şeyler dolanıyor beynimde ama tam anlatabilecek şekilde kelimelere dökemiyorum zira dün gece uyumayıp, üstüne de iki finale girdim... Bir de arada faydalı bir şey gelmişti, fakat kaçtı. Hafızamın kötü olması hoş değil tabi, ama gelirse aklıma yeniden yazarım buraya.

Logonun orjinali zaten 500 dpi'lık transparan bir PNG dosyası. Web'e koyduğum versiyonun arkasında beyazlık olmasının sebebi olasılıkla koyu fonlu bir yere göndermem gerektiğinde kendi kontrastlığını yaratmasını arzulamam.
Hız düşüşü ve menzil azalması benim de düşündüğüm şeyler. Metanet düşüklüğünün konuyla çok alakası olmayabilir ama. Belki Maneviyat ile ilgili sorunlar olabilir ama. Düşünmek gerek. Zira Maneviyat oyun açısından çok önemli bir nitelik haline geldi.
Savaşlar orjinalinde çok uzun sürmediği için zamanla yorulmak, ne bileyim, çok makul değil gibi. Belki seferlerde, bir taraf bir orduyla birden çok savaşa girmek zorunda kalıyorsa bu olabilir. Hatta belki takip eden savaşlarda kaybeden böyle cezalandırılabilir: Ordusunun yorgun olmasıyla, savaşa hazır olmamasıyla vesayire. Düşünmek gerek, fikir güzel ama.

Özgün Akkol dedi ki...
simdi hava durumu farkli birimlere farkli dezavantajlar verecekse anlamli ama herkese ayni dezavantaji vermesi cok da iyi bir fikir gibi gelmedi bana. geceyle ilgili erolun dediklerine katiliyorum..
logoyu da begendim :)

Hava durumu niye farklı insanlara farklı dezavantajlar versin ki? Neticede yağmur hepimize yağıyor, yerdeki kar hepimizi etkiliyor. Bu sebeple neden farklı dezavantajlar sağlaması gerektiğini düşündüğünü anlayamadım.

Berker dedi ki...
Logo gerçekten sadece ve güzel olmuş. Ne göze batan ne de aşırı cicili bicili birşey. Az ve öz :)

Dezavantajlar konusunda her birime farklı dezavantaj veya duruma göre avantaj verilmesi kastırıcı birşey olasa da çok mantıklı. Mesela "champion" dediğimiz silah ustaları tadında ki askerler gece veya gündüz (duruma göre) daha iyi savaşabilir bu bir değişkendir. Bunun üstüne bildiğimiz "peasant" olarak adlandırılan er-köylü tipi askerler gece "direk savaşamayıp" gündüz gayet günlük güneşlik bir havada bonus alabilir. Seferlerde de bunların etkili olabilitesi olabileceğini düşünmekteyim.. Misal peasantlar sıcak ve kurak hava koşullarına daha dayanıklı olur ama zırhlılar veya atlılar daha zayıf olur...Gibisinden...

Yorumun için teşekkürler. Ben de logonun tam olarak böyle, sade ve kendini ifade edebilen olmasını arzuluyordum. Sanıyorum oldukça memnunum.
Hava durumunun farklı birimleri farklı etkilemesiyle ilgili olarak da şunları söyleyeceğim:
  • İlk olarak, SANCAK'ta "sınıf"lar yok bildiğin gibi. Yani bir birimi "çiftçi", diğerini "şampiyon" yapmak sadece puanları uygun şekilde dağıtmakla oluyor. Dolayısıyla bunu bu şekilde yapabilmek çok mümkün görünmedi bana.
  • İkinci olarak, hava durumunun bu kadar "etkin" rol oynamasını hiç düşünmemiştim. Daha ziyade "basit" ceza veya bonuslar sağlayan bir etki olmasını istiyorum. Aksi takdirde iş çığırından çıkıp olması gerekenden ÇOK daha karmaşık bir hale gelebilir. Bu da hiç işime gelen bir durum değil. Ama bildiğin üzere bir wiki olacak. Eğer varyant bir kural geliştirmek istersen, SANCAK bu tarz girişimlere hep açık olacak. Boşuna CC lisansıyla yapmıyorum bu işi...

Bu günlük bu kadar... Daha sonraki güncellemeler için bize ayarlı kalın...