24.05.2008

Yeni Şeyler

Bu sıralar bir grup yenilik var SANCAK'ta:

  • Logo
  • Kurallar: Hava ve Zaman
  • Avantajlar
  • Wiki

Logo
Uzun zamandır yeni bir logo istiyordum. Şöyle sade, her yere koyulabilecek cinsten. Sanırım bu sefer aklımdakine en yakın sonuca ulaştım. Aşağıda gördüğünüz logo, SANCAK'ın final logosu olacak diye umuyorum.

Kapağa ve pek çok görsele yerleştirilebileceği gibi, metin içi bile rahatsız etmeden kullanılabilecek cinsten bir logo oldu ve ben bundan oldukça memnunum. Zira amacım buydu.

Yeni Kurallar
Bir kaç gün önce Yehuda'nın geçmiş blog yazılarını okurken, oğlunun oynadığı savaş oyunlarının genel özelliklerinden bahsettiğini fark ettim. Burada önemli eksikliklerden de bahsediyordu. Örneğin hava durumu ve zaman. Bunları ben de atlamıştım. Pek çok yeni, basit savaş oyunu tasarımcısı gibi. Belki onlar özellikle gözden çıkarmışlardı ama ben gözden kaçırmıştım. Bu, tabii, eksik kalmasını istediğim bir şey değil. Bu yüzden hızla hava durumunun ve zamanın (gündüz/gece) oyuna etkileri üzerine bir kaç kural ekleyeceğim. Henüz hazır değil ama her zamanki gibi aklımda bir şeyler var. Daha net bir şeyler ortaya çıkınca yine size haber vereceğim.

Avantajlar
Eski avantajların üzerinde bir kaç değişiklik yapıyorum. Ve yeni kurallarla bağlantılı olarak da bir grup yeni avantaj hazırlıyorum. Güzel şeyler çıkacağını umut ediyorum.

Wiki
Daha önce bahsettiğim gibi bir wiki kurmayı düşünüyorum. Hatta bir hizmete abone oldum ve SANCAK wikisi kurmaya başladım. Yüzüne bakılabilir bir hale getirip içine bir şeyler koyduğumda buradan yine duyuracak ve linkini koyacağım. Umarım güzel bir şeyler olacak.


Şu an bir de size SANCAK'taki Seferlerden bahsedeyim istiyorum. Seferler, bir senaryo çerçevesinde, birbirinin ardı sıra vuku bulan bir grup Savaş. Eğer arzu ettiğim şeklinde yapabilirsem, her bir Savaş, yani her bir sefer parçası, kendi zafer koşullarını, kendi ordularını ve haritalarını içeren bir ufak kitapçık olacak ve neticede de, bir kaç savaşın bir araya gelmesiyle bir sefer oluşacak. Betatestlerde oynayanlar ilk savaşın ne hakkında olduğunu hatırlayacaklardır. Sanıyorum ilk Seferin ilk Savaşı o olacak.


Gelelim son blog girdilerine yapılan yorumlara:
Erol dedi ki...
Binek ve süvari'lerin ayrı olmaları ile ilgili olarak bir detay geldi aklıma(detaylardan kurtulmaya çalışıyorsun biliyorum ama geliyorlar işte).

Atlı Süvari Birliğimizi alalım. Karşısına elinde kılıç ve kalkan olan piyade birliği koyalım. Süvariler tarafından kolaylıkla yem olmaları *gerekir*. Ancak arada kayıp verebilme durumu olabilir süvariler için. Birlikler piyade olduğundan ve doğal olarak adamlardan çok atların boylarına yakın olduklarından... Eh sanırım buradaki sonucun nereye gittiğini görebiliyorsundur.

Bu Süvarilerin karşısına bir de "mızraklı" piyade birliği koyalım. Mızraklı piyade birliklerinin de atlı süvarileri yenebilmesi gerekir. Peki, benim çelişkide kaldığım şey şu; o mızraklar binekleri mi yoksa binicileri mi öldürür?

Filler söz konusu olduğunda ise, herhangi bir standart kılıç yada ok yarasının bir fili çok etkilemediğini göz önüne alırsak ve fil üzerindeki tente mantığının olup/olmadığını düşünürsek... Ama bu sanırım birimin zırh kapasitesi ile halledilebilir. Binek zırhı olarak şöyle güzel bir kolay delinmeyecek kalın deriden tente yapabiliriz heralde...

Öyle bir yazayım dedim, bilmem faydası dokunurmu ama...

Her zaman fayda dokunur, neticede sana sıradan gelen şey benim için oldukça yenilikçi olabilir. Bu tarz şeyler olabiliyor, malum.
Piyade ve süvarilerin etkileşimlerini zaten silahlara yeni hasar sistemini eklediğimde çözdüm sanırım. Her bir silahın daha etkili olduğu bir grup var. Kimi süvarilere, kimi piyadelere, kimi yapıya karşı daha çok hasar veriyor. Hatta şu an aklıma şöyle bir fikir geldi de, belki bazı silahlar bineklere karşı daha kuvvetlidir. Yani komutan bineklere saldırmayı tercih ederse onlara daha fazla hasar verebilen cinsten silahlar da olabilir pekala ki.
Yorumun için teşekkürler Erol.

Didem dedi ki...
Örtü kelimesi değişik geldi benim kulağıma da. Acaba doğal korunak falan daha mı iyi olur? Gerçi o da sağlam bir şeyler varmış gibi çağrışım yapıyor ama sonuçta bina, orman vs daha korunaklı arazi saylanır ya. Gene de tam olarak "cover"ı karşılamaz. Gene de benim önerim sis ve türevleri için örtü kalsın ama daha fiziksel şekiller için bina, orman vs. korunak olsun. Çok emin olamamakla beraber, böyle gibi.

İşte, örtü bana da garip geliyor. Ama daha iyi bir karşılık da bulamıyorum. Çıkışa kadar bulabilirsem, onu kullanırım. Olmadı bununla devam edeceğiz. Ama şunun için örtü, bunun için korunak demek bana makul gelmiyor. Zira o kuralların tamamının adı "örtü kuralları" ya da işte "bıtbıt kuralları" olacak. Yani bi kısmı örtü, bir kısmı korunak, başka bir kısmı apayrı bir şey olamaz. Hepsini kapsayacak bir isim bulmak zorundayım.
Teşekkürler Didem.

Berker dedi ki...
çok mantıklı geldi bana..
messelam bir kale duvarının veya kulenin yıkılmış parçalarıda okçular için gayet cover verir..veya kurumuş bir dere yatağı bile olabilir bu..
hatta biraz uçuk olacak ama hava durumuna göre aniden güneş açtığında (yönüne göre) askerlerin görüşü düşebilir veya artabilir..tabi biraz daha komplike olur bu

Hmm. Kurumuş dere yatağı. Mantıklı gerçekten. Doğal alanlar sahiden örtü sağlayabilirler. Hatta siper gibi şeyler de pekala ki örtü sağlayabilirler. Bunların tamamını bina/harabe altında değerlendirebiliriz belki. Hava durumuyla alakalı olarak da, yeni kurallar bunu içerecek, bahsettiğim üzere.
İnatla bloga ulaşmaya çalıştığın ve yorum yazdığın için teşekkürler Berker.

Ertuğrul dedi ki...
başarılı bir ekleme olmuş fikir olarak. iple çekiyorum yeni test sonuçlarını duymayı, hatta bir ara mümkünse tekrar katılmayı.

"siper / siperlik", "sığınak" falan geldi aklıma, ama pek de uygun değiller gibi.

(geçen seferki konuda isim yazmamışım onur çıkmış tabi o nasıl derken google gözüme çarptı hımm burdanmış dedim ama bu sefer aynı şeyi beceremedim)

Yeni test sonuçları, yeni testler evet. Senin için çok hoş planlarım var (acayip kötücül sırıtma)...
"Siper/siperlik" ve "sığınak" tamamen başka çağrışımlar yapıyorlar. Kaldı ki sığınak örneğin %100 civarında bir örtü sağlıyor olabilir diye tahmin ediyorum.
Bu yorum şeylerinde isim çıkması hadisesi sanıyorum google hesabına giriş yapmış olup olmamanla, openID kullanıp kullanmamakla filan değişiyor. Aman değişik işler. Wordpress kullanasım var ama wordpress.com'a da herkes giremiyor diye kullanamıyorum bir yandan. Blogger güzel de sorunlu da bir yandan.
Zamanını ayırdığın için teşekkürler Ertuğrul.



Her neyse, uzun bir blog yazısının daha sonuna geldik böylece. Epey uzun oldu sanıyorum. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Oldukça sabırlıymışsınız. Yeni fikirler ve yeni blog girdileri için bize ayarlı kalın. Ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

17.05.2008

Örtü Üzerine

Bugün kurallara şöyle bir bakarken, SANCAK'ın hiç örtü kuralı içermediğini fark ettim. Daha doğrusu yalnızca bir adet vardı, o da Arazi koşullarının altında yer alıyordu "Sis/Duman" şeklinde. Yani ağaçların arasında bulunan birileriyle, açık arazide bulunanların okçular tarafından vurulma olasılıkları aynıydı. Derhal el atılması gereken bir mevzuydu ve atıldı da. Şu an "Bina/Harabe", "Ağaçlık/Çalılık", "Sis/Duman" şeklinde üç örtü şekli var.
Bugün ürettiğim örtü kurallarından memnunum. Tabii testlerde nasıl olacağını, nasıl işleyeceğini ve arzu ettiğim etkiyi gösterip göstermeyeceğini tam olarak göreceğim diye umuyorum. Fakat istediğim etkiyi alacağım konusunda oldukça umutluyum.
Ayrıca bu düzenlemeden sonra aklıma bir iki yeni avantaj daha geldi. Olup olmayacağına önümüzdeki günlerde tam olarak karar vereceğim.
Bir de "örtü"den pek memnun değilim. Cover için daha uygun bir karşılık düşünebiliyorsanız, sizi yorum yazmaya davet edeyim.

10.05.2008

Fikirler ve Yorumlar

Aklımda çok net olarak yazacak bir şeyler yok aslında. Ama önümüzdeki bir kaç gün de METUCON'da olacağımdan yazı yazamayacak olma ihtimalimden dolayı en azından bir güncelleme yapayım dedim. Yazacak bir şeyim olmasa da, neticede aklımda bin tilki dönüyor ve herbirinin dokuz kuyruğu var.
Şu an tam olarak karar vermemiş olsam da ücretsiz wiki servislerinden birinde bir wiki açmayı düşünüyorum. Tam olarak ne yapacağıma, nasıl yapacağıma ve içeriğini nasıl oluşturacağıma pek karar verebilmiş değilim fakat oldukça iyi bir şey olabilir gibi geliyor bana. Hazır ordular, senaryolar, opsiyonel kurallar ve benzeri şeyleri paylaşmak için hoş bir yer olabilir. Göreceğiz bakalım. Tabii bir wiki'nin düzgün bir şey olabilmesi için başka insanların da bir şeyler yapması lazım. Bu konuyla alakalı olarak siz ne düşünüyorsunuz, bunu da merak ediyorum.
Ayrıca aklımdaki bir başka şey de organizasyonları kolaylaştıracak, SANCAK'la ilgilenenlerin bir arada olmasını sağlayacak tarzda bir şey. Ufak tefek bir planım var ama onun da ne olduğunu önümüzdeki günlerde sizinle paylaşacağım sanırım. Şimdilik sadece "böyle bir şeyler var aklımda" diye bilmeniz için söylüyorum. Ya da ortaya çıktığında "aa bu ne böyle" dememeniz için. Ya da sadece sizi heyecanlandırmak için. Ya da hepsi birden.
Aslında aklımda bir şey daha var fakat bunu hem yapmak, hem de bahsetmek için oldukça erken. Biraz daha yol kat edelim, o zaman bu konu hakkında tekrar bir şeyler yazarım.

Aşağıda da yorumlarla alakalı düşüncelerimi bulacaksınız. Bakınız, bu demek oluyor ki, sizin düşüncelerinize değer veriyor ve hatta bilhassa blog girdilerine taşıyorum. Yani burda bir yorum yazmayı özendirme durumu söz konusu. Bu mesajı almanız gerekiyor. Alın bakayım.

Melih dedi ki...
Bence gayet güzel bir ilerleme kaydediliyor. Ellerine sağlık biraderim adeta.
Fakat şimdi sen böyle yazınca da aklımda birim yaratma sürecinin epey uzayacağı gibi bir düşünce belirdi. Zira süvari birimleri şu ana kadar gördüğüm (yada hatırladığım kadarıyla) epey tercih ediliyor. Ayrı ayrı hem birimi hem de bineğini yaratmak işi biraz uzatabilir sanki. Bilemedim tabi.
Bir de senin de belirttiğin oklanma durumu var. Bunla ilgili nasıl bir sistem belirlemek lazım bilemedim. Yüzde elli ya da daha farklı değerlere bağlı rastgele (random) bi belirleme mi olacak acaba?
Sorularım bu kadar sayın okaltaraştırıcısı :D

Yaratma süresinin uzamasına ilişkin olarak:
Öyle olacağının kuvvetle farkındayım. Ama zaten bir savaş oyununun kutudan çıktığı gibi oynanma benzeri bir özelliği olması gerektiğinden emin değilim. Zira bilimum savaş oyunlarında, hazır senaryolar hariç, ordu yaratma oldukça uzun ve meşakkatli bir süreçtir. Hazır senaryolarda elbette kutudan çıktığı gibi oynanma özelliği olacak. Zaten hazır senaryoların olayı bu. Hazır harita, hazır ordular, hazır objektifler içerecek olmaları.
Oklanma durumuyla alakalı olarak:
Aklımda rastgele bir sistem yok. Hatta oklamada hem hayvanlara hem binicilere hasar verilmesi gibi bir hadise olabileceğini düşünüyorum. Zira ok yağmurundan ya o ya bu şeklinde yırtabilmek çok mümkün değil gibi geliyor bana.
Tabii okların bu tarz güzellikleri olacak da, yakın dövüş silahlarının olmayacak mı? Olacak elbet.

Ertuğrul dedi ki...
takip etmekte olup da bir türlü arkamda iz diye yorum yazmadığımdan topluca güzel fikirler olduğunu belirteyim istedim. bir deneme daha yapasım geliyor böyle böyle.

melih'in de yazdıklarına ek olarak, oklanma durumunda bir fil ile bir atın üstündeki süvariye rağman ok yeme şansları aynı değildir gibi bir fikir geldi aklıma. kuş bakışı düşünelim, yukardan oklar iniyor, bir atın sahibinin altından "gözüken alanı" ile bir filinki aynı değil. çok ve gereksiz gerçekçi bir ayrıntı da olabilir tabi bu. bilemedim.
bir de bir de, aynı bağlamda, bir kareye 5 atlı birim sığıyorsa, kaç filli birim sığar gibi de çeşitlendirebiliriz ki, şu anda farkettim, fazla detay bu sanki.

ellerine sağlık diyerek çekileyim en son :D.

Detaylarla alakalı olarak:
Zaten büyüklük küçüklük detayı biraz bozacak, aklı bulandıracak bir detay. Fazla gerçekçi olmasından ziyade sistemi yavaşlatabilir olması söz konusu. En son istediğim şey de, oturup kural kitabı kurcalanmasını gerektiren bir oyun. Oyun masasının üstü harita, birimler ve yiyecek-içecekten başka bir şeyle kaplı olmamalı bence.
Okların binici/hayvan vuruş oranlarıyla alakalı olarak:
Elbette fille atın vuruluş oranı aynı değil. Ama örneğin filin üzerinde tek bir binici olmasıyla, Kartaca fillerindeki gibi kabinler(aşağıda örnekleri mevcut) olması arasında fark var. Bu sebeple bunu bire bir uygulayabilmek de çok mümkün değil.
Yeni testlerle alakalı olarak:
Yeni yeni testler olacak. Hatta testlerin sadece Ankara'yla sınırlı kalmamasını umut ediyorum tabii ama duruma göre bakacağız.



Resimlere tıklamak marifetiyle büyük hallerini görebilirsiniz

9.05.2008

Mekanikler, Fikirler ve Avantajlar

Çok şu anla alakalı bir durum değil ama yine de sizinle paylaşırsam hoşunuza gidebilir belki. SANCAK'ın mekanikleri ilk oluşturulmaya başladığından beri çok değişti. O kadar ki, şu anda ilk notlarımı kurcalarken, o ilk sistemle alakalı aldığım notların pek çoğunun ne anlama gelebileceğini anlayamıyorum bile. Zaman içinde daha mantıklı ve daha hatasız ve belki eskisinden biraz daha sinematik hale gelecek şekilde evrildi çünkü tüm o sistem.
Şu anki sistemden memnunum, bu kesin.
Fakat buraya gelmek elbette pek kolay olmadı. Hatta sanıyorum pek burada yetersiz kalıyor. Hiç kolay olmadı demek daha doğru. Bu çok abartılı olmadı sanırım. Örneğin başlarda yüksek eğitim seviyelerinin savaş mekaniğine nasıl yansıyacağını bile belirlememiştim. Bunu belirledikten sonra bir noktada acaba CRT(combat results table - savaş sonuç tablosu) sistemine geçmeyi bile düşündüm sistemi değiştirip. Hatta bu dönemde iki farklı sistemi de denemek için iki birim yaratıp, elimde bir grup zarla savaş mekaniklerinden hangisinin daha iyi olduğunu düşündüm. Şüphesiz CRT'nin de kendince güzellikleri var ama ben ziyadesiyle zaman kaybettirdiğini düşünüyorum. Tabii SANCAK'ın tonuna uygun olmadığı gibi bir kaygım da var.
Ama bir düşünsenize, elinizde iki tane ıvır zıvır istatistiğini kaydettiğiniz sallamasyon iki birim, bir kaç tane altı yüzlü zar ve basit bir crt tablosyula, bir masanın başına oturmuş, alabildiğine zar yuvarlayan biri. Düşününce komik geliyor...

Her neyse, mekanikle alakalı zırvalamalarımdan sonra, şöyle bir fikrim var bu sıralar, size ondan bahsedeyim.
Sistemde son yaptığım değişiklik, bildiğiniz gibi, süvarilerde binekler ile binicilerin ayrı ayrı yaratılması idi. Geçen gün aniden bir şey dank etti bana: Saldırının kime yönlendirileceği ve hasarın kime yansıyacağı. O ana kadar bunu hiç düşünmemiştim gerçekten. Bir an şoke oldum ve aklıma hiçbir şey gelmedi. Halbuki sonuç oldukça kolay: Saldıran kişi, hedefini belirliyor. Yani bineğe mi, yoksa biniciye mi saldıracağını seçiyor. İkisinin de zırhları ve savunmaları farklı olacağı için bu çok kritik bir seçim olabilir. Tabii bazı saldırıların tek bir hedefe yönlendirilmesi gerekmiyor...
Ama bu konuyla alakalı olarak hala aklımı kurcalayan bazı şeyler var. Yani yukarıdan oklar yağarken, pek hedef ayırt edebilmek gibi bir şey olabileceğinden emin değilim. Ama elbette fikirlerim var, bir şekilde üstesinden geleceğim bunun.

Bir de son olarak Takviye avantajı için bir yenilik düşünüyorum. Avantajın puanının ilgili birimi oyuna sokma esnekliğine göre artan bir puan ücreti olacak. Yani o birimin hangi turda tam olarak nereden girmek zorunda olduğu belliyse, bu bir dezavantaj gibi eksi puan sağlayabilecekken, aynı birimin legal takviye giriş noktalarının herhangi birinden istediği bir turda oyuna girebilmesi oldukça yüksek ücretli bir avantaj olacak. Bununla ilgili olarak da, hala biraz çalışmam gerek ama fikir fena görünmüyor.
Yukarıdaki paragraf oldukça karmaşık ve anlaşılmaz görünüyor, farkındayım. Hiçbir şey anlamamış olabilirsiniz, zira anlatabildiğimden hiç emin değilim. Fakat merak etmeyiniz, bu sistemi düzgün bir temele oturttuğum vakit, detaylı bir şekilde tekrar anlatacağım.

5.05.2008

Süvariler, Silahlar ve Savaş Alanı

Şu sıralar üzerinde çalıştığım bazı konular olduğunu bir önceki girdide belirtmiştim.
Hasarla ilgili hadiseyi çözümledim sanırım. Şu an için yaratılan konsepti sevdim. Tabii playtestte oyunu yavaşlatıp yavaşlatmadığını görmek önemli. Eğer ciddi bir yavaşlığa sebep olacaksa (ki bunu pek sanmıyorum aslında), sistemde barındıracağımı sanmıyorum.
Gelelim şu sıralar aklımı kurcalayan diğer bir soruna: Yeni değişikliklerle birlikte süvariler ve bineklerinin ayrı ayrı yaratılacağını belirtmiştim. Bunu nasıl yapacağıma da aşağı yukarı karar vermiş durumdayım. Fakat şu sıralar aklımı kurcalayan durum şu: Piyadelerin en muhteşem üstünlükleri, süvarileri bineklerinden alaşağı edebilmeleridir. Hatta bunun için bir takım özel silahlara dahi sahiptirler. Bunu sisteme katmayı ve (bol bol gereksinime sahip) bir avantaja bağlamayı düşünüyorum. Böylece süvarilerin, bineklerinin özelliklerini ve süvari silahlarına has özelliklerini kullanamamalarını sağlayabilecek piyadeler. Fakat bunu nasıl yapmam gerektiğini henüz tam çözemedim. Daha da önemlisi, insanların bunu talep edip etmeyeceğini de bilemiyorum. Tek soruya sahip bir anket açmak da istemiyorum açıkçası. Bakalım, ne yapacağıma zaman içinde karar vereceğim elbette.
Daha önce bahsetmediğim fakat gerekli gibi görünen bir diğer hadise de, savaş alanı haritasındaki işaretlerde bir değişiklik. Şu anki sistem, haritadaki tüm karelere, tek tek, o karenin özelliklerini içeren işaret ve rakamların koyulmasını gerektiriyor. Teknik olarak en mantıklısı bu tabii. Fakat bu tarz bir haritayı oluşturmak oldukça zor ve zahmetli. Senaryolarla alakalı en büyük sorun haritalarda çıkabilir yani. Hatta yeni harita yapılmadığı için senaryo bile oluşturulamayabilir (şaka tabii). Bu konuda bir sadeleştirmeye gidilmesi gerek ama bunu istediğimden de emin değilim bir yandan. Çünkü şu anki sistemi seviyorum.
Bir de, bugün okuduğum bir yazıda, oyuna katmam gereken bir silah ve bir taktik, daha doğrusu formasyon olduğunu fark ettim.
Goedendag(140-170 cm uzunluğunda, ucu çelik dikenli, kalın ahşap asa): Kesinlikle değişik bir silah. Ucuz maliyetli bir mızrak türü ve anlatılanlara bakılırsa süvarileri uzak tutmada başarılı imiş.
Makedonya falanksı: Bu arkadaşların beş buçuk metre uzunluğundaki (!) mızraklarını her birinin farklı bir yerinden kavramasıyla, mızraktan sabit bir duvar yaratıyorlar. Yani en arkadakiler ucundan tutarken, en öndekiler uca yakın bir yerlerden tutuyorlar ve dehşet bir mızrak duvarı oluşuyor neticede.
Bu formasyonun bir benzeri SANCAK'ta avantaj olarak yer almaktaydı ama bu ölümcül taktiği gördükten sonra sanıyorum bir kısım değişimlere gitmek kaçınılmaz...

1.05.2008

Geçtiğimiz Aylara Dair

Uzun bir zamandır herhangi bir şey yazmıyordum ne yazık ki. Bu blog, gerçek yaşama kurban gitti biraz. Bazen yapabilecek bir şey yok.
Her ne kadar blogu aksatsam da, SANCAK o kadar da aksatılmadı. Geçtiğimiz zamanlarda hala farklı fikirler ve yenilikler düşünüyordum SANCAK: Komutan'ın final sürümü için. Aklıma hiçbirinin eksik kalmasını istemediğim pek çok yeni fikir geliyor ve ben de bu fikirlerin hepsini final sürümünde istiyorum. Dolayısıyla SANCAK, yapılan pek çok betateste rağmen yenilenmeye, gelişmeye, evrilmeye devam ediyor. Zaten biraz da böyle olması kaçınılmazdı.
Aklımdaki SANCAK'a eklenecek yeni özelliklere geçmeden önce, sanıyorum şunu söylememde fayda var: Kitapçığın genel sayfa tasarımının nasıl olması gerektiğine karar verdim. Bu oldukça önemli, benim için, zira uzun zamandır aklımı kurcalıyordu ve hoşuma giden, aklıma yatan bir tasarım bulmayı başaramamıştım. Fakat artık bu sorunu çözdüm, aklımda oldukça sade ve hoş bir tasarım var.
Şimdi, gelelim aklımdaki fikirlere:

  • Hasar Sisteminde Değişiklik: Silahlarda farklılaşma yaratmak ve silahlara çeşitli bonuslar ve özellikler kazandırmak için hasar sisteminde bir değişikliğe gideceğim. Aklımda hoş bir fikir var. Sistemi çok yavaşlatmamakla birlikte eskisinden farklı bir hasar seçeneği sunuyor.

  • Süvariler ve Bineklerde Değişiklik: Betateste katılanlar hatırlayacaklardır, eskiden süvariler tek tipti. Yani sistem file ya da ata binen süvariyi aynı kabul ediyordu. Ve örneğin, bineğin çeşitli özelliklerini de yok sayıyordu. Bu bir eksiklikti elbette. Fakat şu an aklımdaki fikirle birlikte bunun üstesinden geleceğiz. Süvariler altlarındaki hayvanlara göre farklı özelliklere sahip olacak, farklı silahlar kullanabilecekler. Burada amaç, binekler arasında da farklılık yaratabilmek. Neticede bir "savaş mamutu" ile "koşu midillisi" farklı hayvanlar.

  • Zafer Koşullarının Artırılması: Şu anki zafer koşulları sistemi ile, aklımdaki bazı senaryoların hayata geçirilmesi çok mümkün görünmüyordu. Çeşitli başka savaşoyunlarına baktıktan sonra zafer koşullarını geliştirmem gerektiğini fark ettim. Yeni kurulacak sistem ile zaman-sınırlı ve zafer puanlı senaryolar da mümkün olacak. Her ne kadar zafer puanı denen sistemi çok tutmasam da, bazen kullanmak kaçınılmaz olabiliyor.


Bu özelliklerin tasarımı tamamlandığında, oyunla uyumunu görmek amacıyla betatestler yapacağım. Bu betatestlerin ardından, eğer sistem makul işliyorsa, stabil versiyonu yazıp, son playtestleri yapacağım. Ardından da SANCAK: Komutan tamamen hazır olacak.
Bundan sonra da blogu bu kadar aksatmamaya özen göstereceğim. Siz de gelişmeleri takip etmek istiyorsanız, RSS beslemesine ya da e.posta listesine kayıt olabilirsiniz.