9.05.2008

Mekanikler, Fikirler ve Avantajlar

Çok şu anla alakalı bir durum değil ama yine de sizinle paylaşırsam hoşunuza gidebilir belki. SANCAK'ın mekanikleri ilk oluşturulmaya başladığından beri çok değişti. O kadar ki, şu anda ilk notlarımı kurcalarken, o ilk sistemle alakalı aldığım notların pek çoğunun ne anlama gelebileceğini anlayamıyorum bile. Zaman içinde daha mantıklı ve daha hatasız ve belki eskisinden biraz daha sinematik hale gelecek şekilde evrildi çünkü tüm o sistem.
Şu anki sistemden memnunum, bu kesin.
Fakat buraya gelmek elbette pek kolay olmadı. Hatta sanıyorum pek burada yetersiz kalıyor. Hiç kolay olmadı demek daha doğru. Bu çok abartılı olmadı sanırım. Örneğin başlarda yüksek eğitim seviyelerinin savaş mekaniğine nasıl yansıyacağını bile belirlememiştim. Bunu belirledikten sonra bir noktada acaba CRT(combat results table - savaş sonuç tablosu) sistemine geçmeyi bile düşündüm sistemi değiştirip. Hatta bu dönemde iki farklı sistemi de denemek için iki birim yaratıp, elimde bir grup zarla savaş mekaniklerinden hangisinin daha iyi olduğunu düşündüm. Şüphesiz CRT'nin de kendince güzellikleri var ama ben ziyadesiyle zaman kaybettirdiğini düşünüyorum. Tabii SANCAK'ın tonuna uygun olmadığı gibi bir kaygım da var.
Ama bir düşünsenize, elinizde iki tane ıvır zıvır istatistiğini kaydettiğiniz sallamasyon iki birim, bir kaç tane altı yüzlü zar ve basit bir crt tablosyula, bir masanın başına oturmuş, alabildiğine zar yuvarlayan biri. Düşününce komik geliyor...

Her neyse, mekanikle alakalı zırvalamalarımdan sonra, şöyle bir fikrim var bu sıralar, size ondan bahsedeyim.
Sistemde son yaptığım değişiklik, bildiğiniz gibi, süvarilerde binekler ile binicilerin ayrı ayrı yaratılması idi. Geçen gün aniden bir şey dank etti bana: Saldırının kime yönlendirileceği ve hasarın kime yansıyacağı. O ana kadar bunu hiç düşünmemiştim gerçekten. Bir an şoke oldum ve aklıma hiçbir şey gelmedi. Halbuki sonuç oldukça kolay: Saldıran kişi, hedefini belirliyor. Yani bineğe mi, yoksa biniciye mi saldıracağını seçiyor. İkisinin de zırhları ve savunmaları farklı olacağı için bu çok kritik bir seçim olabilir. Tabii bazı saldırıların tek bir hedefe yönlendirilmesi gerekmiyor...
Ama bu konuyla alakalı olarak hala aklımı kurcalayan bazı şeyler var. Yani yukarıdan oklar yağarken, pek hedef ayırt edebilmek gibi bir şey olabileceğinden emin değilim. Ama elbette fikirlerim var, bir şekilde üstesinden geleceğim bunun.

Bir de son olarak Takviye avantajı için bir yenilik düşünüyorum. Avantajın puanının ilgili birimi oyuna sokma esnekliğine göre artan bir puan ücreti olacak. Yani o birimin hangi turda tam olarak nereden girmek zorunda olduğu belliyse, bu bir dezavantaj gibi eksi puan sağlayabilecekken, aynı birimin legal takviye giriş noktalarının herhangi birinden istediği bir turda oyuna girebilmesi oldukça yüksek ücretli bir avantaj olacak. Bununla ilgili olarak da, hala biraz çalışmam gerek ama fikir fena görünmüyor.
Yukarıdaki paragraf oldukça karmaşık ve anlaşılmaz görünüyor, farkındayım. Hiçbir şey anlamamış olabilirsiniz, zira anlatabildiğimden hiç emin değilim. Fakat merak etmeyiniz, bu sistemi düzgün bir temele oturttuğum vakit, detaylı bir şekilde tekrar anlatacağım.

2 yorum:

Melih Yılmaz dedi ki...

Bence gayet güzel bir ilerleme kaydediliyor. Ellerine sağlık biraderim adeta.

Fakat şimdi sen böyle yazınca da aklımda birim yaratma sürecinin epey uzayacağı gibi bir düşünce belirdi. Zira süvari birimleri şu ana kadar gördüğüm (yada hatırladığım kadarıyla) epey tercih ediliyor. Ayrı ayrı hem birimi hem de bineğini yaratmak işi biraz uzatabilir sanki. Bilemedim tabi.

Bir de senin de belirttiğin oklanma durumu var. Bunla ilgili nasıl bir sistem belirlemek lazım bilemedim. Yüzde elli ya da daha farklı değerlere bağlı rastgele (random) bi belirleme mi olacak acaba?

Sorularım bu kadar sayın okaltaraştırıcısı :D

Unknown dedi ki...

takip etmekte olup da bir türlü arkamda iz diye yorum yazmadığımdan topluca güzel fikirler olduğunu belirteyim istedim. bir deneme daha yapasım geliyor böyle böyle.

melih'in de yazdıklarına ek olarak, oklanma durumunda bir fil ile bir atın üstündeki süvariye rağman ok yeme şansları aynı değildir gibi bir fikir geldi aklıma. kuş bakışı düşünelim, yukardan oklar iniyor, bir atın sahibinin altından "gözüken alanı" ile bir filinki aynı değil. çok ve gereksiz gerçekçi bir ayrıntı da olabilir tabi bu. bilemedim.
bir de bir de, aynı bağlamda, bir kareye 5 atlı birim sığıyorsa, kaç filli birim sığar gibi de çeşitlendirebiliriz ki, şu anda farkettim, fazla detay bu sanki.

ellerine sağlık diyerek çekileyim en son :D.